Yirminci yüzyıl edebiyatımızın en önemli romancılarından biri kabul edilen Adalet Ağaoğlu, 14 Temmuz 2020 yılında hayata gözlerini yumduğunda, ardında herkesin saygı duyduğu bir yazarlık kariyeri bıraktı. Sizler için edebiyatımızın bu önemli kaleminin hayatından kesitler hazırladık. Saygıyla anıyor, eserlerine sahip çıkılmasını diliyoruz… (Fotoğraf: Muhsin Akgün)
23 Ekim 1929’da Nallıhan’da dünyaya gelen Ağaoğlu, kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer’in tek kızıydı. Dört çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olan Ağaoğlu, ilköğrenimini Nallıhan’da tamamladıktan sonra 1938’de ailesi ile birlikte Ankara’ya yerleşti. Ortaöğrenimini Ankara Kız Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.
Adalet Ağaoğlu’nun edebiyata ilgisi lise yaşamında ortaya çıktı. İlk başta şiirlere merak salan bu genç kadın, kısa bir süre sonra oyun yazarlığına yöneldi. İlk defa 1946’da Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri yayımlayarak yazarlığa ilk adımını attı. İlk göz ağrısı olan şiirlerin peşini ise hiç bırakmadı. 1948-50 arasında Kaynak Dergisi’nde şiirleri yayımlanıyordu…
1951-1970 yılları arasında meslek hayatına TRT’de devam etti ve çeşitli görevlerde bulundu. Ankara Radyosu’nda göreve başladığı yıl ilk radyo oyunu olan “Aşk Şarkısı”nı kaleme alan isimdi. Radyo’da görev yaparken tiyatro oyuncusu ve yönetmen dört arkadaşı (Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu, Nur Sabuncu) ile birlikte Ankara’nın ilk özel tiyatrosu olan “Meydan Sahnesi”ni kurdu. Ve hemen peşinden Meydan Sahne Dergisi’ni çıkardı. 1953 yılında tiyatro konusunda donanımını artırmak üzere Paris’e gitti. 1953’te Sevim Uzungören’le birlikte yazdığı “Bir Piyes Yazalım” tiyatro oyunu aynı yıl Ankara’da sahnelendi.
1954 yılında mühendis Halim Ağaoğlu ile evlenen sanatçı, onunla özdeşleşen soyadını bu evlilikle birlikte aldı. İlk romanını yazana kadar oyun yazarlığını sürdüren Ağaoğlu, sst üste yazdığı oyunlarla altmışlı ve yetmişli yılların önde gelen oyun yazarları arasına girdi. TRT’nin özerkliğine el konulması gerekçesiyle, TRT Radyo Dairesi Başkanlığı’ndan 1970 ‘te istifa eden sanatçı için bu bir kırılma noktası oldu. Kariyerine bu tarihten sonra, uzun bir süre sadece edebiyata yer verecekti…
Edebiyat yaşamının bazı dönemlerinde “Remüs Tealada” ve “Parker Quinck” gibi takma adlar kullandığı bilinen Ağaoğlu’nun ilk romanı Ölmeye Yatmak, 1973’te yayımlandı. Bu ilk romanından itibaren tüm eserleri yoğun tartışmalara konu oldu. Ölmeye Yatmak, daha sonra yazdığı Bir Düğün Gecesi (1979) ve Hayır (1989) adlı romanlarla bir üçleme oluşturdu ve birçok ödül kazandı. Bir Düğün Gecesi ve Hayır romanları yayınlanır yayınlanmaz, ikinci romanı olan Fikrimin İnce Gülü, dördüncü basımında toplatıldı.
Fikrimin İnce Gülü romanı hakkında, “Askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif (küçük düşürmek)” suçlamasıyla hakkında 1981 yılında dava açılan Ağaoğlu, iki yıl süren davanın ardından aklandı. Düğün Gecesi ise soruşturma aşamasında kaldı.
Öykü kitapları, denemeler, anı-roman türünde eserler de yayımlayan Ağaoğlu 1991 yılında Çok Uzak Fazla Yakın’la oyun yazarlığına döndü. 1983 yılından beri İstanbul’da yaşayan Ağaoğlu’nun eserleri pek çok farklı yayınevi tarafından basıldı. 1996’da ciddi bir trafik kazası geçiren ve iki yıl hastande yatan Adalet Ağaoğlu için Can Yücel’in söylediği “Sen Türkiye’nin en güzel kazasısın” sözü, Feridun Andaç’ın Adalet Ağaoğlu ile yaptığı nehir söyleşi tarzında bir kitabın adı oldu. Kitap, 2006’da basıldı. 14 Temmuz 2020 yılında vefat eden Ağaoğlu, 1974-2018 arasında dokuz farklı ödüle layık görüldü. Ardında denemeler, öyküler, oyunlar ve romanların yer aldığı 30’dan fazla esere imza attı…