Birçok yayınevi ve dergide redaktörlük ve yazı işleri müdürlüğü yapan, köşe yazılarıla edebiyat dünyasının renklerini okuyucularıyla buluşturan Metin Celal ‘den keyifli bir yazıyı sizlerle buluşturmak istedik. Jehan Barbur’un beşinci kitabı olan “Uyumsuza Notlar” hakkında 2019’un son aylarında Hürriyet’te yayınlanan incelemedeki ilginç notlarla sizleri başbaşa bırakıyoruz…
“Akıllara asıllarıyla kazınsın diye”
Jehan Barbur, iyi bir şarkıcı olmasının yanında verimli bir yazar. 2013’de yayımlanan Çatıdaki Çimenler’den beri beşinci kitabı yayımlanmış. Yazarlıkta müzikteki kadar verimli olacağa benziyor. Beşinci kitap ‘Uyumsuza Notlar’, Bir Tomris Uyar Kitabı alt başlığını taşıyor.Bir gereklilikten yola çıkmış. “Biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı” diyor kitabın ilk cümlesinde. “Birini dinlemeye ve anlamaya, çalışmaya ihtiyacım olduğu kadar” diye devam ediyor. Tomris Uyar’ın yazdıklarını okudukça çok sevdiği yazarın hislerine tercüman olduğunu görmüş. Onun Gündökümleri’ne karşılık olarak İçdökümler yazmış. Gündökümleri’nden yaptığı alıntılara cevaben kendi yaşamından, duygu ve gözlemlerinden örnekler vermiş. Tomris Uyar öykünün büyük ustalarından biri olmasının yanında günlükleriyle de o türün en iyi örneklerini vermişti. Uyar’ın yaşadıklarını, iç dünyasını ve gözlemlerini yansıtan 25 yıl boyunca tuttuğu günlükleri tek tek kitaplar halinde yayımlandıktan sonra 1000 sayfaya varan iki büyük cilt olarak bütün eserlerinde büyük bir yer tutmuştu. Bu ciltlerin alt başlığı “Bir Uyumsuzun Notları”dır. Jehan Barbur, Tomris Uyar’ın uyumsuzluğunu kendi ruh haline uygun buluyor, onunla adeta özdeşleşiyor.Jehan Barbur, iyi bir yazar, kendini, duygularını da özelin tuzağına düşmeden ifade etmeyi başarıyor. İçdökümler edebi anlamda değer kazanıyor. Barbur eğer içdökümleri yazmaya devam ediyorsa bunları yekpare bir kitap olarak yayımlamayı da düşünmeli. İlki 24 Eylül 2017 tarihini taşıyan İçdökümler’de hem Jehan Barbur iç dünyasının kapılarını aralıyor, hem de Tomris Uyar’la dertleşiyor. Belki de yazı yoluyla kurulan bu dostluk nedeniyle de Tomris Uyar’ı daha yakından tanımak istiyor.Benim Otgiller dediğim popüler edebiyat-mizah dergileri yayın çizgilerini ikonlaştırdıkları yazarlar üzerine kurdular. Onları kapak yapıp, posterlerini, bardak altlıklarını verip, vecizelerini yaratıp tiraj kazanmaya çalıştılar. Okurlar da ne yazdıklarını bilmedikleri sadece Otgillerden tanıdıkları bu yazarların yaşamlarını merak ettiler. Bu merak da popüler biyografi kitaplarını ortaya çıkardı. Çoğu dedikodularla ve hazır malzemelerle oluşturulan bu kitaplar ikonlaşan yazarları tamamen yanlış tanıtmaktan başka bir işe yaramıyor. Onları birer magazin figürü haline getiriyor…
Devamı okudugumkitaplar‘da…