Ana Sayfa Kitap Yorumları Komşunun Tavuğu 8: Bana Kuşlar Söyledi, The Island of Missing Trees, Dünya Hali, Anılar Saçılmış Odaya, Her Yere

Komşunun Tavuğu 8: Bana Kuşlar Söyledi, The Island of Missing Trees, Dünya Hali, Anılar Saçılmış Odaya, Her Yere

Ekleyen okumakiyigelir

Doğan Kitap Yayın Direktörü Cem Erciyes, başka yayınevlerinin yayımladığı kitaplar arasında okuyup sevdiklerini tanıtıyor. Bu yazıda mercek altına aldığı eserler: “Bana Kuşlar Söyledi”, “The Island of Missing Trees”, “Dünya Hali”, “Anılar Saçılmış Odaya, Her Yere”

Bana Kuşlar Söyledi

  • Yekta Kopan
  • Can Yayınları
  • 128 sayfa

Yekta Kopan Türkiye’nin en sevilen öykücülerinden. Bugüne kadar yayımlanmış çok sayıda kitabı var ve her kitabı öykünün sınırlarını aşan bir ilgi görüyor. Aslında ben onun romanlarını da çok seviyorum. Özellikle Aile Çay Bahçesi’nin incelikli hüznü müthiş yalın anlatımı beni çok etkilemiştir, hala en sevdiğim kitaplardan birisi… Sanıyorum Yekta Kopan’ın edebiyatı için ‘yalınlık’ önemli bir özellik. Hiç acele etmeden, uzun bir edebi kariyere inceden 14 kitap sığdırmış durumda. Herhalde hepsini okumuşumdur ve her defasında bende uzun uzun üstünde çalışılıp, ince eleyip sık dokunurak hazırlanmış bir kitap izlenimi uyandırmışlardır.

Yekta Kopan’ı ben iyi bir yazar olduğu kadar aslında günümüzün en parlak kültür insanlarından biri olarak da görüyorum. Pırıltısı hakikaten kültür sanatın neredeyse her alanında birikime sahip olmasından kaynaklanıyor. Enstrüman çalacak kadar müzik, seyirci karşısına geçecek kadar oyunculuk bilen, memleketin önemli seslendirmenlerinden biri olan ve tüm yaratıcı alanlarda faaliyet gösterenleri programlarında ağırlayıp onlarla yaptıkları işler hakkında konuşabilen, bu konularda yazı yazan kaç kişi var ki? Yekta Kopan programlarında ilk kitabını yayımlamış yazarı da dünya çapında sinemacıyı da, en popüler oyuncuyu ya da kendini ‘en has edebiyatçı’ sayan romancıyı da aynı özenle ağırlayıp, aynı incelikli soruları sorabilir. Ben bu maharetini de her zaman çok beğenirim. Tabii bir de seslendirmenliği var ama şimdi bir de ona girmeyelim, bu yol fena halde nostaljiye çıkabilir.

Zaten bana sorarsanız Yekta Kopan’ın geçmişi seslendirme ise geleceği edebiyattır. (Hala ülkenin en önemli seslerinden biri ama olsun, ben ileriye bakıyorum.) Geleceğe kalacak ve çok sevilecek kitaplarından birisi de yeni öykü kitabı Bana Kuşlar Söyledi olacak. Kitabın adı (bütün kitapları gibi) çok güzel. Daha adına bakarak kitabın çocuklarla ilgili olduğunu anlıyorsunuz. Ama her şeyi en çıplak haliyle görebilen çocuk gözünün bilgece yanını, çocuk aklının hiçbir şeye şaşırmayan açıklığını da anlatıyor bu isim… Tıpkı içindeki öyküler gibi. Kitap müthiş bir öyküyle açılıyor. ‘Şarkısı Çocukluğun’ adlı bu öykü, tıpkı içinde esen rüzgar gibi tedirgin edici. Bilinmezlik, endişe ve distopik atmosferi başta söylediğim o damıtılmışlıkla yaratılmış; son derece sade ve etkileyici. Müthiş de politik bir öykü bu. Kitabın diğer öyküleri çoğunlukla çok daha neşeli, mizahı ve ironisi yerinde metinler. Hepsinde de alışılmadık, şaşırtıcı, yadırgatıcı bir şeyler oluyor. Bu kitapta en sevdiğim ikinci öykü ise ‘Uyku Koyunu’ oldu. Öykü kahramanı ‘Öteki Teo’nun kırdığı vazoyla evin ortasına sıçrayan iki yüzlülüğü kısacık ama bütün çıplaklığıyla anlatıveren bir öykü bu.  

Çocuk gözüyle yetişkin hallerini anlatmak edebiyatın hele sinemanın en sevdiği (benimse çok sıkıcı bulduğum) yöntemlerden birisidir. Yekta Kopan’ın bu öykülerinde farklı bir şey olduğunu düşünüyorum, onun derdi yetişkinleri değil de sanki çocukları anlatmak. Bunu hiç de sesini inceltip çocuksulaştırmadan yapıyor; sanıyorum bu nedenle Bana Kuşlar Söyledi’yi diğer kitapları gibi çok sevdim.

The Island of Missing Trees

  • Elif Şafak
  • Penguin/Viking
  • 350 sayfa

Pek adetim değil ama bir de İngilizce kitaptan bahsetmek istiyorum. Her ne kadar Türkçesini seneye Doğan Kitap’tan biz yayımlayacak olsak da şimdilik bu güzel roman ‘komşunun tavuğu’ sayılır. Elif Şafak’ın yeni romanı bir Kıbrıs hikayesi. Dünya okurları olarak Elif Şafak romanlarında sevdiğimiz ne varsa bu kitapta da var. Farklı kültürlerin birlikteliği, toplumun dışladığı kimlikler, güçlü kadınlar, aşk, siyaset, farklı coğrafyalar, masalsı bir dil ve tıkır tıkır ilerleyen bir anlatım.

Kıbrıs’ta tam da toplumsal çatışmanın zirveye ulaştığı ve yüzlerce yıllık komşuların Türk ve Yunanlıların birbirine girdiği günlerde filizlenen bir aşkı, 2010’lu yıllara gidip gelerek anlatıyor Elif Şafak. Defne ve Kostas’nın aşkı barışın kaybedildiği, savaş-şiddet ve nefretin güzel olan her şeyi tarumar ettiği bir dünyaya tutunmaya çalışıyor. Tıpkı kitabın karakterlerinden biri olan İncir Ağacı gibi. Elif Şafak, İncir Ağacı’nın ve onun dostu olan karıncaların, sineklerin, arıların ve bir farenin de anlatımlarıyla tamamlıyor hikayesini. Kitap ağaçların ve diğer canlıların dünyasına önemlice bir yer veren tam anlamıyla doğanın da bir roman kahramanına dönüştüğü, yazarın da bir botanikçi, çevreci titizliğiyle bize doğayı anlatıp diğer canlılar için de insanlar kadar üzülmemiz gerektiğini gösteren bir roman.

Dünya Hali

  • Engin Geçtan, Timuçin Oral
  • Açık Radyo Yayını
  • 328 Sayfa

Açık Radyo bunu her zaman yapmaz, yani efsane programlarını kitaplaştırmaktan bahsediyorum. Ama burada çok özel bir durum var: Engin Geçtan. Türkiye’de psikiyatriyi farklı bir düzleme taşımış, alan dışı insanların da ilgiyle okuyup takip etmesini sağlamış çok önemli bir isim. 2018’de yitirdiğimiz Engin Geçtan’ın psikiyatri kitapları ve romanlarını onu takip edenler nasıl bir tutkuyla okurlardı biliyorum. Etkileyici bir birikim, mesleki bilgisi kadar geniş kültürel yelpazesi ile kendine özgü bir yazardı. Açık Radyo’da da ilk iki yayın dönemi dahil toplam beş yayın dönemi program yapmıştı. Ona eşlik eden psikiyatrist Timuçin Oral ile sohbetleri bu kitapta toplandı. İki doktor zaman zaman yanlarına bir de konuk alarak seçtikleri hayatın içinden bir konudan başlayarak, içinden edebiyatın müziğin tarihin ve psikiyatrinin geçtiği ufuk açıcı bir sohbete dalıyor. Unutulmaz bir yazarı yaşatan, çok hoş bir kitap.

Mehmet Teoman Nehir Söyleşi : Anılar Saçılmış Odaya, Her Yere

  • Metin Solmaz
  • Anason İşleri Kitapları
  • 264 Sayfa

Bir kere yayınevinin adı güzel. Metin Solmaz bir süredir kendini bu rakı işlerine verdi, yayınevi de oradan alıyor adını. Ama arada dayanamayıp çok sevdiği Mehmet Teoman ile bir nehir söyleşi yaptı ki iyi ki de yapmış. Gerçekten popüler müzik tarihimize dair önemli bir kaynak. Tabii ki bol bol magazin içeriyor, renkli hatıralar içeriyor, anlatıcının bakış açısından bakıyor. Ama ileride sanat ya da popüler kültür tarihini yazanların en önemli kaynakları arasında bu tür ‘söyleşi’ kitapları yer alıyor.

Mehmet Teoman malum, ünlü söz yazarı, menajer, müzisyen… Maceralı ve kelimenin tam anlamıyla renkli bir hayatın kahramanı. Metin Solmaz ona bu hayatı anlattırıyor. İyi bir anı kitabında olması gerektiği kadar itiraf var içinde. Dolayısıyla zevkle okunuyor. İçinden Ajda Pekkan, İlham Gencer, Timur Selçuk, Tanju Okan, Neco, Nükhet Duru, Ayşegül Aldinç, Öztürk Serengil, Zuhal Olcay, Leman Sam, Candan Erçetin, Hümeyra, Vehbi Koç, Çetin Altan geçen anılar…

Benzer İçerikler

Yorum Yaz