Ana Sayfa Söyleşiler Derya Erkenci: ‘Hatıralarımız listelerle dolu’

Derya Erkenci: ‘Hatıralarımız listelerle dolu’

Ekleyen okumakiyigelir

Öyküleriyle tanınan Derya Erkenci, uzun bir aranın ardından ‘İmkânsız Bir Liste’ adlı romanıyla çıktı okurların karşısına. Erkenci, listelerle olan ilişkisini ve romanın ortaya çıkış sürecini Posta Kitap‘tan Alin Kayalar‘a anlattı. Bu keyifli söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz:

Sizi hikâyelerin ardından bir roman yazmaya iten ne oldu? “İmkânsız Bir Liste” nasıl düştü aklınıza?

Öykü kitaplarım “Aptalın Seyir Defteri” ve “Nişan Fotoğrafları” yayımlandıktan bir süre sonra zaten romana yönelmiştim. Merkezinde listeler olan bir şey yazmak o dönem oluşan bir fikirdi. Liste yapılan bir evde büyümüştüm. Arkadaşlarımın evlerinde listeler yapılırdı. Listeler ilgimi çekerdi. İşlevini tamamlamış kendi listelerimin ve başkalarının yaptığı listelerin yırtılıp yok olmasına gönlüm razı olmazdı. Ben de farklı listeler yapardım. Tıpkı romanımın kahramanı Mert Zamangil gibi. Büyüdükçe listelerime dileklerimi, hayallerimi de eklemeye başladım. Gerçekleşmesi çok zor görünen maddelerden oluşan listelere başlık olarak “İmkânsız Bir Liste” yazardım. Aslında romanın adı bundan 35 yıl önce konmuş oldu.

Peki, neden imkânsız?

Romanda, yazar Mert Zamangil bir motel odasında, akşamdan kalma halde uyanır. Defterinin arasında kendi el yazısıyla yazılmış 17 maddelik bir liste bulur ve macera başlar. Mert’in ne zaman yazdığını bir türlü anımsayamadığı bu liste, birbiriyle pek de ilişkisi olmayan, garip maddelerden oluşmuştur. Bunu ağabeyinin gençliğinde yaptığı imkânsız listelere benzetir. Listedeki akışın onu nereye sürükleyeceği meçhuldür. İlk maddede “Hande’yi bul” yazmaktadır. Hande Mert’in bir ay kadar önce ayrıldığı eski sevgilisidir. Ortada incinmiş, geleceği belirsiz bir aşk vardır. Artık imkânsız bir aşktır bu. 

Kitap, bir anımsamama hali ile başlıyor. Hafıza ve insan arasındaki sınav bitmek tükenmek bilmeyen bir mücadele. Siz bu sınavın neresindesiniz?

Hafızamız bizi biz yapan birikimler bütünü. Onu yitirdiğimizde başkalarının sunduğu günlük, vasat fikirlerin bizi ele geçirip köleleştirme ihtimali var. İnsanın geçmişin karanlığında boğulmadan, hep ileri bakması gerektiğini düşünürüm. Bunu ancak unutmayan, hesaplaşmaları ertelemeyen, geçmişle yüzleşmekten çekinmeyen insanlar becerebilirler. Hatıralarımız, halledilememiş, üzeri bir türlü çizilememiş, bilinçaltımıza itilmiş liste maddeleriyle doludur.

Devamı Posta Kitap‘ta

Benzer İçerikler

Yorum Yaz