Ana Sayfa Söyleşiler Su Tunç: Karakterleri inşa ederken onlar hakkında ne hissettiğime dikkat ediyorum

Su Tunç: Karakterleri inşa ederken onlar hakkında ne hissettiğime dikkat ediyorum

Ekleyen okumakiyigelir

Polisiye yazarlarıyla, pandemi döneminin üretimlerini nasıl etkilediğini, önümüzdeki döneme dair planlarını, çalışmalarını ve çok daha fazlasını konuştuğumuz keyifli röportajlar gerçekleştiren 221B‘nin yeni konuğu Su Tunç oldu. Hatırla! Bir Savcının Anıları isimli romanında yarattığı merak uyandırıcı karakterler ve heyecan verici kurguyla polisiyeseverlerin beğenisini kazanan Su Tunç’la keyifli bir söyleşiye hazır olun…

Söyleşiden önce 2020 Kristal Kelepçe İlk Roman Ödülüne “Hatırla & Bir Savcının Anıları” romanı ile Su Tunç’un layık görüldüğünü belirtmek isteriz. Türkiye Polisiye Yazarları Birliği (TPYB) Kristal Kelepçe Polisiye Edebiyat Ödülleri, her yıl Yılın Polisiye Romanı Ödülü, Büyük Usta Ödülü ve Polisiyeye Katkı Onur Ödülü olmak üzere üç ayrı kategoride veriliyor…

Pandemi dönemini bir okur ve yazar olarak nasıl geçirdiniz? Yazarların yeni romanlarını, kitaplarını tamamlayabildiği bir dönem olurken aynı zamanda yazmak için gerekli konsantrasyonu bulmakta zorlanılan, daha çok okuma, dizi-film izleme yapılan bir dönem de oldu bazı yazarlar için. Siz anlatır mısınız bu dönemi nasıl geçirdiğinizi?

Daha çok çalışarak geçirdim diyebilirim. Normalde, çalışırken bir yandan da kitap yazmak benim için normal bir döngü haline gelmişti ancak evden çalışmaya başlayınca, patron da tüm görevleri bana verince işten kafamı kaldıramaz oldum. Şehir değiştirdim, akabinde işimi de değiştirdim. İngilizce YDS’ye başvurdum, çalıştım, girmedim. ALES’e girmeye karar verdim, çalışmaya başladım, sonra “Zamanı değil, önce kitabımı tamamlayayım,” dedim ve  erteledim… Yeni işimde Fransızcayı sürekli kullandığımdan paslanan Fransızca bilgimin üzerinden geçtim. Bir ara yalnızca Fransızca dizi film izleyip Fransızca podcastler dinledim. Daldan dala atladım yani… Tüm bunlar bahane de olabilir tabii! Kısaca; yazarlık açısından hayatımda geçirdiğim en verimli dönem değildi.

Daha öncesinde yoğunluktan ya da başka gündemlerden ertelemek zorunda kaldığınız ancak pandemi/karantina döneminde zaman ayırabildiğiniz kitaplar, filmler, diziler vb oldu mu? Hangi eserleri keşfettiniz bu dönemde?

Kurguları okumaya devam ettim ancak bu dönemde en çok bir türlü vakit ayıramadığım belgeselleri izlemeye ve araştırma yapmaya vakit ayırdım. Yeni çıkacak kitabımda yer alan bilgilerin doğruluğunu teyit etmeye açıkçası bayağı bir zaman ayırdım diyebilirim. Google geçmişim cesetler, zehirler, öldürücü aletler ile ilgili bilgilerden geçilmiyor.

En son keşfettiğim işlerden, uzun zamandır aklımda olup da fırsatını yeni bulduklarımdan birkaçı şöyle; Ruben Brandt Collection (animasyon film), Asa Larsson’ın Kristal Kilise kitabı, Ian Rankin’in Dedektif Ruhlar kitabı, Marek Sindelka’nın Anormal kitabı, Madeline Miller’ın Akhilleus’un Şarkısı kitabı, A. C. Weisbecker’ın Kozmik Haydutlar kitabı, Ayşe Erbulak’ın Cinayet A.Ş. kitabı, Gencoy Cümer’in Feneryolu Cinayetleri kitabı, Algan Sezgintüredi’nin Katilin Şeyi ve Katilin Meselesi kitaplarını sayabilirim.

Eylül 2020- Eylül 2021 yayın dönemi için planlarınız, hedefleriniz nelerdir?

Kristal’in, yani yeni kitabımın düzenlemelerini bitirmek kesinlikle. 2021’in ilk aylarında son halini teslim etmeyi planlıyorum. Ben kafamda çoktan dördüncü kitaba geçtim açıkçası. Hikayeyi sürdürmeye devam ediyorum. Umarım Kristal’i okuyucular da sever de ben de hikayeyi ilerletebilme imkanı bulabilirim.

Roman ya da öykü dışında, TV/dijital platformlara dönük senaryo yazımı ya da romanlarınızın uyarlanması konularında bir çalışmanız var mı?

Yok, hayır. Öyle bir çalışmam yok. Daha önce işim gereği birçok reklam senaryosu yazdım ancak dizi senaryosu veya uyarlama işi nasıl ilerler hiç bilmiyorum. Umarım ileride öğrenmeme yol açacak bir uyarlama teklifi alırım. Hayali bile güzel! 

Olay örgüsünü ve karakteri inşa ederken nelere dikkat ediyorsunuz? Nasıl bir çalışma tarzınız var? Nasıl bir yazma ritminiz ve ritüeliniz var?

Önce kafamda kuruyorum. Kafamda tamamen canlandırmadığımda, yazıya geçirdiğimde de eksik kalıyor. Eğer diyalogları tam canlandıramamışsam, diyaloglarda bir olmamışlık oluyor. Eğer mekanı oturtamamışsam kafamda, kağıda da iyi yansıtamıyorum. İlginçtir, çünkü Kore’de Aşk Mevsimi kitabım Seul’de geçiyor ancak ben hiç Güney Kore’ye gitmedim! Ancak, kafamda canlandırabilecek kadar araştırdım her şeyini. 

Karakterleri inşa ederken önce onlar hakkında ne hissettiğime dikkat ediyorum. Her karakterimi seviyorum dersem yalan olur. Tiksinerek yazdığım karakterler de oluyor ancak kurgu ve gidişat öyle bir karakteri gerektiriyor ve kendi beğenilerime karşı çıkarak yarattığım karakterleri sırf bu başkaldırış nedeniyle seviyorum. 

İşe gideceksem sabah 5’te kalkıp yazarım. Kore’de Aşk Mevsimi ve Hatırla! Bir Savcının Anıları’nı, hatta Kristal’i de şirketlerde çalıştığım sırada yazdım. Beyaz yakalı olmak bir disiplin de veriyor sanırım. O an içinde bulunduğum zaman ve mekandan zihinsel olarak kaçmanın en kolay yolu, bir hikaye kurgulamak gibi geliyor bana. Sonra ise işin matematiğine giriyorum. En sevdiğim! Tarihler, olaylar, isimler… Zeka dolu bir kurgu okurken nasıl mutlu oluyorsam, nacizane, ben de zeka parıltısı gösteren kurgular tasarladığımda sevinçten havalara uçuyorum. Bazen günlerce “Ben bu sonu nasıl çözerim?” diye düşünüyorum. Aynı bir matematik problemi gibi. Sonunda da bir çözüm yolu buluyorum çünkü kitap yazmanın matematik probleminden farkı, sahnenin tamamen size, yani yazara ait olması. 

Bir polisiye yazarı olarak sevdiğiniz polisiye karakterler, yazarlar, romanlar, filmler, diziler nelerdir? Türkiye’den ve dünyadan takip ettiğiniz işler var mı?

Bron / Broen (İsveç / Danimarka), La Mante (Fransa), Signal (G. Kore), Tunnel (G. Kore), Hello Monster (G. Kore), Remember (G. Kore), Gap-Dong (G. Kore), Voice (G. Kore), Suspicious Partner (G. Kore), Healer (G. Kore), Black (G. Kore), Bad Guys (G. Kore) dizilerini sayabilirim.

Jo Nesbo, Tess Gerritsen, polisiye olmasa da, Haruki Murakami, Chuck Palahniuk, Paul Auster, Kim Un-Su’nun işlerini sürekli olarak takip ediyorum. 

Son dönemde Cold Justice adında bir programa gönlümü kaptırdım…

Devamı 221bdergi.com ‘da

Benzer İçerikler

Yorum Yaz