Ana Sayfa Kitap Dünyası Geçmişten günümüze ışık tutan 7 Antik Çağ Kütüphanesi

Geçmişten günümüze ışık tutan 7 Antik Çağ Kütüphanesi

Ekleyen okumakiyigelir

Kütüphaneler kitaplarla buluşma noktamız. Yazı keşfedildikten sonra insanları bir kütüphane kurma fikrine iten süreç aslında oldukça uzun zaman aldı. Yazılı iletişimin kitaplaştırılması ve bu kitapların bir yerde toplanması fikri şaşırtıcı olmayacak şekilde Mezopotamya’da başlamış ve Mısır, Anadolu, İtalya üçgeninde Akdeniz kıyı şeridinde gözlemlenmiştir. Biz de sizler için bu yazımızda antik çağın en önemli 7 kütüphanesini derledik…

Yazılı iletişimin tabletlere ve kitaplara dönüştükten sonra bir arada saklanıp, bir kaynak haline getirilmesi üzerinde yaşadığımız toprakların içinde bulunduğu bir coğrafyada gelişti. Çin, Japonya, Arap Yarımadası, İran gibi yazı diline çok önem verilenbölgelerde ise ilk kütüphanelerin gözlemlenmesi antik çağlardan çok daha sonra gerçekleşmiştir. Mesela Çin’in bilinen ilk kütüphanesi 14. yüzyılda açılmıştı. Peki ya dünyanın ilk kütüphanesi ve ardından gelenler nerelerde kurulmuştu hiç düşündünüz mü?

  1. Ashurbanipal Kütüphanesi

Dünyanın bilinen en eski kütüphanesi, MÖ 7. yüzyılda kuruldu. Asur hükümdarı Ashurbanipal’in adını taşıyan bu efsanevi yapı, bugün Irak olarak bilinen Ninova’da kuruldu. İçerdiği konuya göre düzenlenen yaklaşık 30.000 çivi yazısı tableti bu kütüphanede okumak isteyenler için sergilenmişti. Kütüphane resmi devlet yazışmaları, dini büyüler ve bilimsel metinlerin yanı sıra 4.000 yıllık “Gılgamış Destanı” da dahil olmak üzere çeşitli edebiyat eserlerini barındırıyordu.

Kitapları çok seven Ashurbanipal, Babil ülkesini ve fethettiği diğer bölgelerin eserlerini yağmalayarak kütüphanesini dolduruyordu. Kuruluşu ve yerin altında kalışından asırlar sonra, arkeologlar 19. yüzyılın ortalarında bu efsanevi kütüphanenin kalıntılarına rastladılar. Yapılan çalışmalardan sonra kütüphanenin içeriğinin çoğu Londra’daki British Museum’a götürüldü ve günümüzde burada saklanıyor.

  1. İskenderiye Kütüphanesi

M.Ö. 323’te Büyük İskender’in ölümünden sonra, Mısır’ın kontrolü İskenderiye şehrinde bir öğrenme merkezi kurmaya çalışan eski general Batlamyus’a düştü. Batlamyus’un çabalarıyla antik dünyanın entelektüel mücevheri haline gelen İskenderiye’de hemen her kültürde adı geçen devasa bir kütüphane kuruldu. Fiziksel düzeni hakkında çok az şey bilinen İskenderiye Kütüphanesi’nde dönemin üstatları tarafından kaleme alınmış; tarih, hukuk, matematik, bilim ve edebiyat türünde metinler içeren 500.000’den fazla papirüs bulunduğu tahmin edilmekte.

Kütüphane ve onunla ilişkili bir de araştırma enstitüsü vardı. Eski metinleri kopyalamanın yanında Akdeniz’in dört bir yanından gelen bilim insanlarının araştırmaları da bu kütüphanede kendine yer buldu. Farklı zamanlarda, Strabon, Öklid ve Arşimet akademisyenler kütüphaneye eserler kazandırdı. İskenderiye Kütüphanesi’nin yok olmasına sebep olan yangının bazı kaynaklarda M.S 270 yılında Roma İmparatoru Aurelian tarafından, bazı kaynaklar M.Ö 48 yılında Jül Sezar tarafından, bazı kaynaklar ise M.S 391 yılında İskenderiye’deki fanatik Hıristiyanlar tarafından çıkarıldığı yazmaktadır.

İskenderiye ve Begama Kütüphanelerinin rekabeti…

  1. Bergama Kütüphanesi

MÖ 3. yüzyılda inşa edilen Bergama Kütüphanesi, Türkiye’nin en önemli kültürel mirasları arasında yer alır. Attalos hanedanı üyeleri tarafından, batı Anadolu’da inşa edilen Bergama Kütüphanesi, bir zamanlar yaklaşık 200.000 parşömene ev sahipliği yapıyordu. Yunan bilgelik tanrıçası Athena’ya adanmış bir tapınak kompleksinde bulunuyor ve dört odadan oluşuyordu. Plinius’a göre, Bergama Kütüphanesi o kadar meşhur oldu ki İskenderiye Kütüphanesi ile “keskin rekabet” içinde olduğu kabul edilirdi.

Her iki kütüphane de eksiksiz metin koleksiyonlarını toplamaya çalıştı ve rakip düşünce ve eleştiri okulları geliştirdi. Mısır’ın Batlamyus hanedanının büyümesini yavaşlatma umuduyla Bergama’ya papirüs sevkiyatını durdurduğuna dair bir efsane bile vardır. Bunun üzerine parşomen kağıdı Anadolu topraklarında da üretilmeye başlandı. Roma döneminde, Marcus Antonius’un kütüphanedeki 200.000 eserin tamamını Kleopatra’ya düğün hediyesi olarak verdiği bilinir. Bu olay Akdeniz’in karşılıklı iki kıyısındaki kütüphanelerin rekabetini sona erdirmiş ve Bergama Kütüphanesi’nin faaliyetlerini durdurmasına yol açmıştır.

  1. Papri Villası Kitaplığı

Antik çağın en büyük kütüphaneleri arasında sayılmasa da Papri Villası Kitaplığı’nı bu listeye sokan durum, barındırdığı eserleri günümüze ulaştırma başarısıdır. Yaklaşık 1800 seçme eserlerden oluşan parşömen, Roma şehri Herculaneum’da, büyük olasılıkla Jül Sezar’ın kayınpederi Lucius Calpurnius Piso Caesoninus tarafından inşa edilen, bir villada bulunuyordu.

Vezüv Yanardağı patladığı sırada kapalı olan kütüphane 90 metrelik bir volkanik malzeme tabakasının altına gömüldü ve eserler bu sayede korundu. Karartılmış, karbonize edilmiş parşömenler 18. yüzyılda gün ışığına çıkartıldı. Modern araştırmacılar o zamandan beri multispektral görüntülemeden röntgenlere kadar her şeyi okumayı denemek için kullanmışlardır. Eserlerin çoğu henüz deşifre edilemedi, ancak çalışmalar kitaplığun bir epiküryen filozofuna ve Philodemus adlı şaire ait çeşitli metinler içerdiğini ortaya koydu.

  1. Trajan Kütüphanesi

M.S. 112 civarında, İmparator Trajan, Roma şehrinin kalbinde genişleyen, çok kullanımlı bir bina kompleksi inşaatını tamamladı. Bu Forum, plazalar, pazarlar ve dini tapınaklarla doluydu. Ancak Roma İmparatorluğu’nun en ünlü kütüphanelerinden birini de içeriyordu. Trajan Kütüphanesi teknik olarak iki ayrı yapıdan oluşuyordu. Biri Latince, diğeri Yunanca çalışmalar için ayrılmıştı.

Odalar, İmparator’un askeri başarılarını onurlandırmak için inşa edilmiş büyük bir anıt olan Trajan Sütunu’nu barındıran bir revakın karşı tarafında oturuyordu. Her iki bölüm de zarif bir şekilde beton, mermer ve granitten yapılmış ve büyük merkezi okuma odaları ve tahmini 20.000 kaydırma içeren iki seviyeli kitaplıklı raflar içermekteydi. Antik dönemin en modern ve ihtişamlı kütüphanesinin Trajan Kütüphanesi olduğu düşünülmektedir. M.S. 5. yüzyıla kadar kayıtlarda bu kütüphanenin varlığından bahsedilmektedir ancak sonrasında kütüphane faaliyetlerini durdurmuştur.

Antik çağın kütüphaneler diyarı: Anadolu

  1. Celsus Kütüphanesi

İmparatorluk döneminde Roma şehrinde iki düzineden fazla büyük kütüphane vardı, ancak baş döndürücü edebiyat koleksiyonlarını barındıran yer Efes’ti. Türkiye’nin en önemli kültürel mirasları arasında yer alan Efes Harabeleri, M.S. 120 yılı civarında, Roma konsolosu Tiberius Julius Celsus Polemaeanus’un oğlunun inşa ettirdiği bir kütüphaneye sahip oldu. Binanın süslü cephesi bugün hala ayaktadır.

Mermer bir merdiven ve sütunların yanı sıra Bilgelik, Fazilet, Zeka ve Bilgi’yi temsil eden dört heykele sahiptir. Kütüphanenin iç kısmı dikdörtgen bir odadan ve kitaplık içeren bir alandan oluşuyordu. Binanın en çarpıcı özelliği bir süs lahit içine gömülmüş olan Celsus’un kendisidir!

  1. Bizans İmparatorluk Kütüphanesi

Listemizde bugünkü Türkiye’den 3 kütüphane yer almakta ve Bizans İmparatorluk Kütüphanesi onlardan sonuncusu. Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden çok sonra klasik Yunan ve Roma düşüncesi Bizans İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’te gelişmeye devam etmişti. Kentin İmparatorluk Kütüphanesi ilk olarak M.S. dördüncü yüzyılda Büyük Konstantin yönetiminde ortaya çıktı.

120.000 eserin yer aldığı düşünülen İmparatorluk Kütüphanesi ihmal ve sık sık çıkan yangınlar nedeniyle defalarca kapanma tehlikesi atlattı. 1204’te İstanbul’u yağmalayan Haçlı ordusunun yıkıcı etkisi antik çağ kütüphanelerinin de sonunu getirmişti. Yaklaşık iki yüzyıl sonra Fatih Sultan Mehmet, 1453’te İstanbul’a girdiğinde İmparatorluk Kütüphanesi’nin yerinde yeller esiyordu.

Benzer İçerikler

Yorum Yaz