Kitaplar hakkında pek çok şeyin ilki elbette ilgi çekicidir. İlk kitap, ilk roman, ilk kitap kapağı… Pekii sayfa numaraları nereden çıktı hiç düşündünüz mü? İlk kitapların dürülen parşömenlerden ibaret olduğunu düşünecek olursak, sayfa numaralarının ortaya çıktığı tarih için belki de antik çağlara kadar uzanmaya gerek yoktur.
Kitaplar bir sırt kısmına bağlı sayfalar haline getirildikten sonra, çok daha sistemli ve daha matematiksel olarak değerlendirilen eserlere dönüştüler. Peki sayfalar haline getirilen bir esere, sayfa numaraları koymak tarihin hangi döneminde ortaya çıktı?
Sayfa numaraları ilk ne zaman kullanılmaya başlandı?
Sayfaları numaralandırma, okuyucular için bir araç olarak değil, fiziksel olarak kitap üreten kişiler için bir rehber olarak başladı. Yani, ilk etapta okuyucunun aradığı sayfayı bulması değil, yazan kişinin üretim sürecini kolaylaştırmak temel amaçtı. Britanya Adaları’nda sekizinci veya dokuzuncu yüzyıla kadar kopyalanan Latin elyazmaları, parşömen yapraklarının doğru sırada sıralanmasını sağlamak için numaralandırılmıştı. Bu numaralandırmalar, üretimi kolaylaştırdığı için bir anda yaygınlaşmaya başladı.
Bu süreçte her bir yaprağa tek bir numara verilirken, yaprağın iki yüzüne de numara verme fikri çok daha sonralarda gelişen bir düşünce oldu. Ancak yine de sayfalarda numaralandırma kullanımı asırlarca popüler bir hale gelmedi. 1450 civarında, Avrupa’da baskının icadından hemen önce, elyazması kitapların yüzde 10’undan azında numaralandırma kullanıldığı tahmin ediliyor.
1510’lu yıllarda, yaprakları doğru sırada derlemek için araçlar olmaktan ziyade, akademisyenler basılı ciltlerin sayfa numaralarına kendi yazılarında atıfta bulunmaya başlamışlardı. Bu da sayfa numaralarının kullanım alışkanlığını sonsuza kadar değiştirdi. Artık yazara ve matbaaya kolaylık sağlamak için değil, okuyucuya aradığı metni bulmasına yardımcı olmak adına kullanılan araçlar olmuştu sayfa numaraları.
16. yüzyılın başlarından beri, okuyucular kitaplarda aradıklarını bulmak için sayfa numaralarına güveniyorlar. Ve kitapların başında yer alan “İçindekiler” kısmının doğuşu da yine bu numaralandırma sistemi sayesinde kitapların dünyasında kendisine yer bulan bir yenilik olarak görülebilir. İşte sayfalardaki numaralandırma sistemi hayatımıza bu şekilde girdi. Peki sayfa numaralarının dijital dünyada bir geleceği var mı?
Dijital ortamda sayfa numaralarının geleceği
Dijital ortamda sayfa numaraları belki de mazide kalan bir kullanım şekli olarak anılacak. Çünkü “Ctrl + F” şeklindeki klavye kombinasyonu sayesinde tam olarak hangi satırda, hangi kelimede kaldığınızı bulmak son derece kolay. Hatta mobil ortamlarda bu kombinasyona bile gerek kalmadan arama satırına istediğiniz satırı tanımlayıp, metin içerisinde dilediğiniz yere ulaşabiliyorsunuz.
Hatta gelişmiş köprüleme teknolojisi sayesinde, bir yazıdaki herhangi bir kısmı kaynakça, alıntı, gönderme olarak tanımlayabiliyorsunuz. Bu sayede köprüye tıklayan, dokunan kişi direkt söz konusu yazıdaki ilişkili kısma yönlenebiliyor. Belki dijital ortamda sayfa sayıları artık işlevsiz kalmış olabilir ancak elektrikler kesildiğinde, internet kapandığında yazılı bir eser içerisinde yolunuzu bulmanın en güvenilir yolu yine sayfa numaraları olacak…