İçinden geçtiğimiz bugünlerde sakin kalabilmek ne kadar mümkün? “Alem Talks” Beyza Şekerci ve Ege Soley ile değişen zamanlarda sakin ve güçlü kalabilmek üzerine ilham verici bir sohbet gerçekleştirdi…
Beyza Şekerci: “Sakin” kitabından bahsedebilir misin biraz?
Ege Soley: Aslında bu zamana kadar kendi kendime öğrendiklerimi yazdım. Çok zorlama kendini, kontrol etmekle uğraşma, sevmekle uğraş gibi. Dolayısıyla benim hala “Ah bunu keşke ben de yapabilsem.” dediğim bölümler var ve olacak da.
BŞ: Bugünannem dedi ki; “Ben kaç yaındayım ama benim senelerdir bilip uygulayamadığım şeyleri Ege ne güzel kaleme dökmüş.
ES: Dediğim gibi ben kendi doğrularımı toparlayıp yalın bir dille anlatmayı amaçladım.
BŞ: Kitabında da bahsettiğin hikayene değinmek istiyorum. Okulu biritip ne yapacağını bilmeden Paris’e tek yön bilet alma fikri nereden çıktı?
E.S: Aslında “Gidiyorum. Arkama bakmayacağım” düşüncesinde değildim. Çok küçüktüm ve bence ne yaptığımı bilmiyordum. 24 yaşındaydım. Üniversiteyi bitirmiştim. Üniversiteden sonra altı ay İstanbul’da kaldım. Sonraki altı ay içinde oluyor bunlar. İngiltere’de üniversite okudum ve bittiğinde İstanbul’a yerleşme isteğim yoktu. Ama ne yapacağımı da bilmiyordum. Kendime zorluk yaratma ve onu aşma mücadelesine girme huyum var. Paris çok güzel bir şehir. Bana üç ay verin, ücüncü ayın sonunda hiçbir şey yapamıyorsam döneceğim dedim aileme. Bir de dil kursuna yazıldım. Gündüzleri Fransızca kurslarına gidiyordum geri kalan zamanda da boş geziyordum. Tabii bu zorlamaya başladı beni. Sonra Paris’in çiçekleri çok güzel, ben bu işi öğreneyim burada diye düşündüm. 10-12 çiçekçiye mail yazdım. Bir tanesi geri döndü. Randevulaştık Pascal’la birlikte çalışmaya başladık. 2007’de başladığım bu yolculuğa 2011’e kadar Paris’te devam ettim. 2011’de İstanbul’da kendi çiçekçimi açtım.
BŞ: Senin daha heyecanlı ve enerjik olduğun hallerini de biliyorum. İlk kitabına “Sakin” ismini seçmen bir tezat yaratıyor sanki?
ES: Aslında evet. Ben çok hızlı konuşurum. Çok hızlı yürürüm. Çok hızlı yemek yerim. Genel olarak çok hızlıyım. Fakat diğer taraftan içsel olarak hiç hacelem yoktur. Dışım çok koşar ama içim koşmaz. Şu içinde bulunduğumuz iki aydır ne çalışmak istiyorum, ne işe gitmek istiyorum, ne de eskiye özlem duyuyorum. Evde oturmak bana inanılmaz iyi geldi. Dur dendi mi durmasını biliyorum. Evden market dışında hiçbir yere çıkmadım. Bana çok iyi geldi. Tabii ki olanların hiçbiri olmasaydı ama bir taraftan da içsel olarak iyi hissediyorum.
(…)
Bu söyleşinin tamamı 20.05.2020 tarihli Alem Dergisi’nde yayınlanmıştır.