Ana Sayfa Kitap Yorumları Değersiz Bir Hayat / Hanya Yanagihara

Değersiz Bir Hayat / Hanya Yanagihara

Ekleyen okumakiyigelir

2015’te basılan Değersiz Bir Hayat ile büyük ilgi toplayan Hanya Yanagihara ilk romanı People in Trees’ten günümüze 23 ülkede kitapları basılan bir yazar haline geldi. Instagram’ın sevilen bookstagram hesabı @bikitapbicay sizler için Değersiz Bir Hayat’ı okudu ve inceledi…

🌿”Hiçbir anlamı yok benim için, dünyanın beni ölü bilmesinin. Hayattayım diye bağırsam ne çare, ben geçmişim artık bu dünyadan..”🌿
.
✨En son ‘Tutunamayanlar’ yorumu girerken bu kadar zorlanmıştım, saatler oldu ve ben hala iki lafı bir araya getiremiyorum. Her zaman buna inanırım; bir bebek dünyaya gelirken hayata bir sıfır yenik başlıyorsa, bu ölene kadar öyle gider.. Anne-baba sevgisinden mahrum büyüyen her çocuğu hep karanlık bekler. Jude.. Herkesten korkan ve kendinden nefret eden.. Asıl kendisine sevgi gösterenden korkması gerektiğini bilen.. Küçücük bedenini talan edenlere nefret, öfke besleyeceğine her daim sorunu kendinde arayan.. Bir çocuğun kaldıramayacağını düşündüğünüz bir yaşamdan çıkıp geliyor Jude karşımıza. Büyüyor bir şekilde, çok şükür onu yürekten seven, yürekten sevdiği dostlarına kavuşturuyor onu hayat, bir ödül misali.. JB, Malcolm, Willem.. Sonra varlığı nasıl hiç bilmediği bir babası oluyor, Harold.. Jude’un -Değersiz- bir hayatının olmadığının canlı kanıtları herbiri.. Jude hala rüyalarında onu kovalayanları görüyor, kalkıyor hemen hemen her gece kendini kesiyor. O kanıyor rahatlıyor, o kanıyor diye dostları çöküyor. Bedeninden ziyade ruhu hasta, ruhu yaralı bir adamı hayatta tutmak için ne yaparsınız? Ne yapılacaksa yapıyorlar, yıllarca.. Şans değil, gerçek ‘sevgi’ kurtarıyor onu her intihar sonunda.. 857 sayfalık bir hayat hikâyesi. Bir başarı hikâyesi demeyi çok isterdim, Jude küllerinden sapasağlam dirilsin isterdim. Olmadı. Çabalamadı da çok bana kalırsa. Her kesikle ben hayalkırıklığına uğradım. Birçok yerde lütfen bunu yapma Jude dediğimi fark ettim. Durağan başlıyor kitap, karakterleri tanıyoruz önce, sonra geliyor vurucu darbeler. Sonra biraz soluk aldırıyor yazar size. Biliyor çünkü yüreğiniz sıkıştı o an. Nefes almanız gerek. Biraz daha umut arıyorsunuz satırlarda. Sonra bir darbe daha. Birçok arkadaş gibi ben de karakterlerin hiçbirini 40 küsur yaşlarına geldiklerinde o şekilde hayal edemedim. Hep gözümde toydular. Sadece Jude’un geçmişine gittiğimde gözümde canlanan o pis, kanlı, yaralı çocuk hala zihnimde. Sayfa 507! Kitabı kendimden uzaklaştırdım.

Hanya Yanagihara

Göğsümde mide bulantısı ile beraber garip bir his, rahatsız edici bir ağırlık.. Kabul etme Jude. Senin suçun yok. Yaptığın hiçbir şeyin suçlusu sen değilsin. O güne kadar her şeyin yanlış olduğunu bile bilmiyordun. Kendimi mi teselli ettim, yoksa gerçekte olmayan Jude’u mu bilmiyorum. Bir çocuğa zorla iğrenç şeyler yaşatan insanlığın bittiği noktaya mı yazık yoksa bir çocuğun yapmak zorunda olduğu iğrenç şeylerin iğrenç ve yanlış olduğunu uzun süre bilememesine mi yazık? Çocukluktan gelen travmanın her ne olursa olsun iyileşmesi mümkün değilmiş onu anladım. Bir çocuğun masumluğunu, aynı çocuğun kırk yaşına geldiğinde de üzerinde olduğunu hissedince insan, yıkılıyor. Willem, en korunaklı sığınak.. Dostlukları bir tık öteye gidiyor. Gitmesin isterdim. Çünkü bunun Jude’a iyi gelmediğini düşündüm ben hep. Ama gerçek şu ki, bedeniniz çirkin, kalbiniz yaralı, bütün insani duygularınızı kaybetmiş adeta yaşayan bir ölüye dönmüşseniz bile, kimsenin karşı koyamadığı, kralların bile önünde diz çöktüğü AŞK musallat olmuşsa kalbinize hayat işte o zaman bir değer kazanır. Belki hepi topu 400 sayfalık bir romanda olabilirdi bu, detaylarla bu kadar bezenmeseydi. Ama sıktı mı? Kesinlikle hayır. Her uzayan detayı, sırada gelecek olan darbeye soluklanma arası olarak gördüm. Çabuk etkilenen biriyseniz hazır olmayı bekleyin kitabı okumak için, çünkü insanlığa dair küçücük bir umudunuz varsa hala onu kaybedebilirsiniz. Ben ki, bu türde birçok kitap okumama rağmen etkilenmedim desem büyük yalan söylemiş olurum. Sizi sınıyor yazar. Sabrınızı, dayanma gücünüzü, acı eşiğinizi.. Güçlü anlatım ancak budur, başka ne olabilir ki!

Değersiz Bir Hayat Hakkında:

Üniversiteden tanışan dört erkek arkadaş: Nazik, yakışıklı ve oyunculukta kariyer yapmak isteyen Willem. Sanat dünyasına hızlı bir giriş yapmak isteyen, zeki ama bazen kalpsiz davranabilen JB. Hayallerini gerçekleştirememiş, aileden zengin mimar, Malcolm. Bu arkadaş grubunun merkezinde duran, tam bir kapalı kutu olan avukat Jude. Yıllar içinde dörtlünün dostlukları bağımlılık, şöhret ve kibirle dönüşür ve derinleşir. Üç arkadaşın karşılaştıkları en büyük zorluk, hem bedensel hem de duygusal olarak ağır yaralı arkadaşları Jude’un yanında yer almak olacaktır. Jude’un üstesinden gelemediği çocukluk travmaları tüm yaşamını etkileyecek ve dostları onu hayatta tutmak için ellerinden geleni yapacaklardır.
Dostluk, aşk, kalp kırıklığına dair dokunaklı, müthiş bir hikâye…

“Enfes… Bu romanı bir şaheser olarak adlandırmak hiç de mübalağa olmaz. Hatta bu kelime hafif bile kalır.” San Francisco Chronicle
“Harikulade… Travma ve arkadaşlık öylesine zekice ve derin bir kavrayışla ele alınıyor ki bu roman bundan sonra bu konuda yazılmış tüm romanlar için bir ölçüt olacak.” The Wall Street Journal
Değersiz Bir Hayat başka hiçbir romana benzemiyor. Sınırı aşıyor, çizgiden dışarı taşıyor, kısaca unutulmaz.” The Independent
“İçinize işliyor. Yanagihara insanın davranışının en aşağı ve en yüce uç noktalarını can acıtıcı bir yoğunlukla sorgulayabilme yeteneğine sahip bir yazar.” The Times Literary Supplement

Benzer İçerikler

Yorum Yaz